Ücret Gizliliğini İhlal Eden İşçinin Hukuki Süreci

Düşünsenize…

Bir şirkette yıllardır çalışan bir bilgisayar uzmanısınız.

Bir gün, bilgisayar ve sistemlerin rutin bakımı sırasında İK sisteminde “Ücret Zamları” adlı bir klasör dikkatinizi çekiyor.

Merak edip hemen açıyorsunuz ve aynı işi yaptığınız diğer emsal çalışanların sizden çok daha yüksek ücretler aldığını görüyorsunuz.

Yıllardır verdiğiniz emek, projelerdeki katkılarınız, ürettiğiniz fikirler ve karşılıksız yaptığınız onca fazla mesai bir anda gözünüzün önüne geliyor.

Dayanamayıp yöneticinize çıkıyor, durumu anlatıyorsunuz. Yöneticiniz “Ben İK ile görüşeceğim” diyor.

Ve sonunda beklenen oluyor..

İK sizi çağırıyor. Size yeni ücretinizin tebliğ edileceğini düşünerek heyecanla yürürken, arka planda patronunuz durumu öğrenmiş ve çok öfkelenmiş. Şirket avukatı da devreye giriyor.

Sonuç:

“Güvenimizi kötüye kullandınız, gizliliğe aykırı davrandınız.” Bu gerekçelerle tazminatsız işten çıkarılıyorsunuz.

Siz de hukuki hakkınızı kullanıyor ve dava açıyorsunuz. “Kötü niyetli değilim, sadece haksızlığı dile getirdim” deseniz de,

İlk derece mahkemesi de işvereninizi haklı buluyor: “Görevinizi kötüye kullandınız, gizli bilgiyi paylaştınız.” diyerek davayı reddediyor.

Bu olayın çok benzeri, bir süre önce yaşandı ve işçi, ilk derece mahkeme kararına itiraz edip, dosyayı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne taşıdı. 

Peki Yargıtay ne dedi?

Anayasa ve İş Kanunu’nda yer alan eşitlik ilkelerine dayanarak;

“İlk ihlali emsal çalışanları arasında ayrımcılık yapan işveren yapmıştır. İşçinin, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanarak mağduriyetini göstermek amacıyla ücret bilgilerini yetkili kişiye iletmesi, gizlilik ihlali değil, hak arama özgürlüğüdür.

İşveren bu feshi geçerli nedene dayandıramamıştır.”

- T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2016/24041 E., 2017/15069 K.

"Adalet, sessiz kalmayanları korur:"

#İşHukuku #ÇalışanHakları #YargıtayKararı #Eşitlik #HakAramaÖzgürlüğü #MaaşEşitsizliği